9 Kasım,24.
cumartesi.
Sonu olmayan döngüler var. İşin içinden çıkamadığın. Biliyorsun
hiç kimsenin günahı yok. Ama bir suçlu aramaktan kendini alamadığın şeyler var.
Çünkü kalbini temizlemen gerek. Kalbini susturman gerek. Yorucu bir döngü bu. Ama
pek de bir şey yapamıyorsun. Gücünü kazanmak için hiç değilse bir şekilde devam
edebilmen için.
Biliyorum yoruldun. Kimseye açıklayamadığın kesif bir sancı
bu. Eksik olan bir şeyler var. İçinde tam olmayan ve nasıl tamamlanacağını
bilmediğin eksik şeyler. Arıyorsun, aramaktan da yoruluyorsun işte. Bekliyorsun.
Ama beklemek de ayrı bir yorucu. Sadece bu eksikliğin gitmesi gerek bir şekilde?
Ya bir gün kalbindeki eksiklikler tamam olursa? Bilmiyorsun, olmazsa? İnsanoğlu bilinmezlikten
nefret eder. Bu yüzden bir şeylerin etrafında çırpınır durur. Çırpınıyorsun sen
de. Yoruldun ama işte. Birilerinden medet umuyorsun. Kalbin yeni duyguları
deneyimlediğinde bir umut diyorsun medet umuyorsun. Sonra onlar da yarım
bırakıyor seni. Sonu hüsran. Aradığın şey o değilmiş. Neyi aradığını bilmeden
aramak bu. Evet arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır derler, bilirsin. Sen henüz
bulanlardan değilsin. Evin yolunu bulamadın. Yorgunsun, ama aramaktan da
kendini alamıyorsun. Bulamadın. İşte yine çaresizce o döngünün içinde buldun
kendini.
Ş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder