2 kasım,2024
pazartesi.
İnsan, bazı zamanların hiç geçmeyeceğini zanneder. Bazı gecelerin
çok uzun olduğunu ve güneşin bir daha hiç doğmayacağını düşünür. Ben de böyle
zamanlardan geçiyorum. Daha doğrusu geçiyordum.
Bende son durum: iyileşiyorum.
Üzerimdeki kara bulutlar, nasıl oldu bilmiyorum, biraz biraz
dağılmaya başladığında önümü daha net görmeye başladım. Evet, belki o günlerin
geçeceğinin içten içe farkındaydım ama yine de ümitsiz düşüncelerden kendimi
alamıyordum. Yaşadığım bazı olaylar, bana bir daha hiç sevilmeyecekmiş gibi
hissettirdi. Yaşadığım bazı olaylar, bana kendimi çok değersiz hissettirdi…
Bir ara kendimi kokuşmuş koca bir çöp gibi hissetmekten alıkoyamadım.
Bazı günler kendimi çok çirkinmiş gibi hissetmekten; kimsenin beni sevmediğini ve
dünyanın en gereksiz insanı olduğumu düşünmekten geri duramadım. Hayat biraz
fazla çekilmezdi ve her uyandığım gün bana biraz daha tatsız geliyordu.
Kendi kendime telkinler vermeye çalışıyordum. Kendi kendimi
iyileştirmeye çalışıyordum. Her ne kadar tersine inanıyor olsam da bana değer
veren insanların benim iyi hissetmem ve iyileşmem için ne kadar çabaladığına
şahit oldum sonra. Hayatımdan birileri çıksa da hala çevrem kalabalıktı ve bana
değer veriyorlardı. Hatta benim için çabalıyorlardı! Bir yandan, iyileşmek için
görmek istemediğim sebeplerim vardı ve onları daha fazla görmezden gelemezdim.
Kız kardeşimin benim üzgün olmama ne kadar üzüldüğünü
gördüm, kahve yapmaktan nefret eden erkek kardeşimin benim için yaptığı şekersiz
kahvenin tadını tatsız hayatımda uzun zamandan sonra ilk kez hissettim. En yakın
arkadaşlarımın benden aynı şeyleri bıkmadan sıkılmadan nasıl tekrar tekrar
dinlediklerini fark ettim. Belki her şeyden kaçtım ama sırt çantamla eve
gittiğimde annemin benim için yaptığı tarçınlı havuçlu kekin kokusunu
ciğerlerime kadar çektim. Belki kovalarca gözyaşı döküldü gözümden ama camide
hiç tanımadığın bir kadının tesellisinde gözlerimi kuruladım. En sevdiğim
mevsimin geldiğini yerdeki yapraklardan fark ettim. Bir dahakine kadar pişman
olmamak için tadını çıkarmaya karar verdim.
Artık cilt bakımı rutinime dönüyorum. Artık okula giderken
yanımda mandalina taşıyorum ve akşam yemeğinde üşenmeden kendime bol ekşili bir
salata yapıyorum. Artık kimseye zoraki bir gülüş sunmuyorum; içimden geldiği
kadar gülüyorum. Hayat tekrar tatsız gelir gibi olduğunda, babamın her aramamda
telefonu ‘prensesim bugün neler yaptı?’ diyerek açmasını ne kadar sevdiğimi
kendime hatırlatıyorum. Aramızda kilometreler de olsa annemle karşılıklı kahve
içmeli görüntülü konuşmalar yapmanın keyfini hatırlıyorum. Artık sevdiğim
insanlara kâğıttan küçük gemiler hediye ediyorum. Gördüğüm kedileri sevmeden
geçmiyorum. İçimden her hale elhamdülillah demeyi kendime hatırlatıyorum.
Bazen yine de kırgın hissediyorum. Unutmak kolay değil,
sadece güzel zamanların güzelliklerini daha çok hatırlıyorum.
Uzun lafın kısası; bence ben iyileşiyorum.
🎶Pinhani – Yitirmeden
-Ş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder