28 Aralık 2024 Cumartesi

YAŞAMAK DEDİĞİN.

 26 Aralık,24.

Bazen nefes alamıyorum.

Ataol Behramoğlu; ‘İnsan balıklama dalmalı içine hayatın, bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına..’ der şiirlerinden birinde. Şiirin tamamı yaşamaya dair güzellemeler içerir aslına bakarsanız. Nefes almak, yaşamanın tadını çıkarmaktır. İçine çektiğin her nefesi hissederek çekeceksin. Mutluysan mutlu; mutsuzsan da sonuna kadar mutsuz ol. Bir yöntemin olsun yaşamaya dair. Yaşa; sonuna kadar, yaşayabildiğin kadar yaşa. Şiiri okuyunca böyle hissedersiniz kendi kendinize. Sanki dünyanın en kolay şeyiymiş gibi! Sanki yaşamak zümrüt bir denize dalmak kadar maceralı ve nefes kesiciymiş gibi. Nefes kesici olduğu doğru!

 

Her gün güne bir şekilde başlıyoruz. Uyanıyoruz ve “macera” başlıyor. Sorumluluklar insanın kaderinin bir parçasıdır. Peşinizi bir türlü bırakmazlar. Bir nefes al ve yataktan kalk. Bir nefes al ve o sıkışık otobüse bin. Bir nefes al ve çocuğunu okuluna götür. Bir nefes al ve patronunun anlamsız azarını dinle. Bir nefes al ve ne anlattığını asla anlayamadığın öğretmeni dinlemeye çalış.

Sonra arada bir nefes ver ve bir kahve iç. Bir nefes ver ve arkadaşlarınla ayaküstü küçük bir sohbete katıl. Bir nefes ver ve mesain bitsin. Bir nefes ver ve öğretmenin dersi erken bitirsin.

 

Kim demiş insan dakikada ortalama 20 kez nefes alıp verir diye? Ben günde taş patlasın 5 kere nefes alıp veriyorumdur…

 

Peki bu günlük, dar ve sıkışık yaşamların içinde biz neredeyiz? Bizim bize hazırlanan bu yapılacaklar listesine uymaktan başka bir yeterliliğimiz yok mu? Evet, dakikalar ve saatler belki olağan akışıyla ilerliyor; peki duyduklarımız, gördüklerimiz, hissettiklerimiz nerede kalıyor? Düşünürüm ki; yaşamak dediğimiz aslında tam olarak budur. Sadece nefes alıp vermek yaşamak olsaydı Ataol Bey böyle bir şiiri kaleme almazdı.

Dış sesler sustuğunda iç sesini duymaya başladığında, yaşamaya da başlar insan. İçine derin bir nefes çeker; kırgınlıklarını, kızdıklarını, huzurunu, amacını, gayesini düşünür. Bir derin nefes daha çeker ve yaşadıklarını düşünür. Sonra derin bir de nefes verir ve yaşayacaklarını düşünür, hayal kurar.

İnsan kalbiyle yaşar. Kalbinden gelen sesi duymayan, günü bir şekilde çıkartır. Ama yaşamış olur mu? Bir gün o zümrüt rengi denize hissederek dalalım ister bu yazar. Nefeslerimize içimize derince çekelim. Yaşayalım. Yaşayalım ki; bu hayat bize bir armağan olsun.

 

Ataol Behramoğlu- Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir şey Var.

Emir Can İğrek- Beyaz

-Ş.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CİĞERİMİN KÖŞELERİ

 22 Nisan, 25. Hiç kardeşiniz var mı? Benim var. Karındaş olanından. Ciğerimin iki köşesini dolduruyorlar. Dolabımdan bir parça kıyafet al...