İnsan olmak felsefede ya da teolojide tam olarak nasıl açıklanıyor size burada bunun hakkında net bir tanımlama veremem belki ama insanca yaşamaya çalışan birisi olarak şunu demeliyim; insan olmak hata yapmaktan geçer. Bunu bilemeyecek bir şey yok biliyorum. Ama farkında olmuyoruz çok zaman. Hatırlatmak isterim ki: Tek kullanımlık peçetelerden bir farkımız var.
Mutlu bir insan olmak için anlarımızı, kendimizi feda ediyoruz genellikle. Mutlu bir insan olmak. Maddi zenginlik, manevi zenginlik, saygınlık, sevgi… Bunlar bizi birer mutlu insan yapıyor mu? Mutsuzuz bir çoğumuz. Mutsuz olmayı çok iyi biliyoruz ve fakat mutsuzluğun bizden uzak olması için debelenip duruyoruz. Bir günde sayısız tercih yapıyoruz hayatımız hakkında. İşe giderken geçtiğimiz yollardan tutun, açıklanan üniversite sınav sonucundan sonra yaptığımız okul tercihlerine kadar. Sonuçları da bizi mutlu veya mutsuz birer kişi haline dönüştürüyor. Doğru veya yanlış tercihler. Hangisi ağır basan tarafsa ona göre sonuçlanıyor testiniz: mutlu veya mutsuz hisseden bir insan haline dönüşüyorsunuz.
Zihninizden küçük bir test yaptınız ve birçoğunuzun test sonucu negatif çıktı değil mi? Hatalar mı yaptık? Yani tam olarak nerede yaptık bu hataları? Tebrikler! Eğer şu sorgulama döngüsüne girdiyseniz X adlı Psikolog’dan % 90 indirim kazandınız. Gittiğinizde yazarın ismini verirseniz ekstra indirim kazanabilirsiniz.
Evet, bir günde sayısız tercih yapıyoruz. Yanlış, doğru, bizi mutlu eden ya da bizi mutsuz eden sayısız tercih. Bizi mutsuz eden bu tercihler bizim nazarımızda hata olarak kalıyor. Bu kadar mutsuz olduğumuza göre yaptığımız hataların da bir sınırlaması yok demektir. Evet, acı gerçek; hatalı insanlarız. Daha da doğrusu, insan olarak; hatalar yapanlarız. Üstelik hafızamız da çok kuvvetli! Bir türlü unutamıyoruz hatalarımızı. Ne kendi hatalarımıza ne de bize karşı hatalar yapanlara karşı bir türlü sünger çekemiyoruz. Kindar olmayalım. Tercihlerden ve bu tercihlerin sonucundan oluştuğumuzu unutmayalım. Keşkelerden ibaret olmayalım dostlarım.
Yazar, bugün burada bulunan ve hatalarından dolayı kendini affedemeyen herkesin sırtını okşuyor ve diyor ki “problem değil, hallolmayacak hiçbir sorun yok. Hataların üzerinden bir silgi çekemeyiz belki ama virgüller koyarak devam edebiliriz. Telafi etmek için her zaman bir yol bulunur.“. Merak ettiyseniz, hayır; yazar X Psikolog ’un psikoloji seanslarına henüz katılmadı. Bu sözler aslında yazarın kendine büyük bir merhametle söylemek istedikleri. Çünkü insan olmak mutlu olmak veya mutsuz olmaktan çok; hatalar yapmayı becerebilmekten geçer. Hatalar yapalım ve telafilerle yolumuza virgüller koyarak devam edelim.
Yazar da biliyor ki; yapılan hatalarla yüzleşmek burada klavye delikanlılığı yapmaktan çok daha zor. Yüz kızartan ve vücudumuza müthiş bir huzursuzluk sunan hatalarımız aslında bir şekilde geçiyor. Bilirsiniz, zaman iyileştirir derler. Hayatımızda annemizden sonra belki de değerini bilemediğimiz en büyük değer, zaman. İlerlemesini bir şekilde durduramadığımız bu güç, aslında biz umutsuz insanlar için büyük bir metafordur. Her zaman ilerler ve ilerlemeyi öğütler aslında. İlerle ve arkana sadece dikiz aynasından bakar gibi, kontrol amaçlı, bak.
Bilmenizi istediğim bir şey var: Hatalıyız, hatalarımız var. Büyüyoruz ve fark ediyoruz. Hepimizin hataları var. Benim, sizin ve onların hataları var. Artık bunlarla ,hak ettiğinden fazlasını verip, zamanımızı kaybetmeyelim. Çünkü zaman ilerlemesini durduramadığımız o büyülü güç. Gücümüzü ve enerjimizi doğru yerlere harcayalım. Zaman bizi iyileştirsin ve hatalı ama ölünce üstümüzden arınacak olan o bütün vasıflardan uzak insan olarak yaşayalım.
13 Mayıs, 24.
-Ş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder