27 Haziran 24, perşembe.
Günlerdir bir rolün içindeyim. Kendime, herkese, sana…
hayatımın baharı diye anacağım gençlik yıllarımda sayende bir duyguyla, bir
hisle tanıştım. Ondan önce hep büyük büyük laflar ettiğim anlar, yerler oldu. Günü
geldi; hepsini yedim yuttum.
Hayatımın bir evresinde aşka kesinlikle inanmıyordum. Çevremde
o kadar çok sorunlu ilişki vardı ki; kimse beni bunun tersine ikna edemez
gibiydi. Sonra annemin anlattığı hikayeler vardı, bizzat benim şahit olduğum birbirine
derinden bağlı insanlar, ne bileyim okuduğum kitaplar… İçimden kendi kendime
inanmıştım ‘tamam’ dedim, ‘var böyle bir şey; aşk, sevda, adı her neyse! Aşk varmıştır
ama eskide kalmıştır, bu zamanda böyle bir duyguyu arasan bile bulamazsın;
boşuna heveslenme. Zaten varsa da seni bulmaz ya!’ Dediğim gibi hep büyük
laflar ettim ben. Bana dediler ki; ‘çok büyük konuşma.’. Hiç dinlemedim, hafife
aldım. Çok büyük laflar ettim.
Hayatımın bir diğer evresinde de sen vardın yani; varsın. Bu
hikâyenin sonu her şeye rağmen bence hala muallak. Çokça bahsettim hikâyenin
bundan sonrasından ama sanırım bu; benim anlatmaktan hiçbir zaman bıkmayacağım bir
hikâye. Seni bir gün, çok savunmasızken, bütün gardım inikken, hiç olmayacak
bir yerde gördüm. Çok etkilendim. Çok. Sonra seni olmayacak bir yerde tekrar
gördüm. Çok titredim. Çok. Diyorum ya; ben aşka inanmıyordum direkt. O yüzden
sana inanamadım, kendime de inanamadım. Kalbime hiç inanamadım. Beyninin ve
kalbinin hiç zıtlaştığı oldu mu? Benim kalbim ve beynim o kadar büyük bir
savaşa girdi ki; bu iç savaş beni allak bullak etti. Gerçekten bir süre ben
kendime, duygulara, düşüncelere, hayallere inanamadım. Çok savaşlar verdim, çok
sözler verdim; savaşları da kaybettim, sözleri de tutamadım. Zaten bir önemli
durum da vardı ki, senin hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Ben de kafamdan bir
sen uydurdum.
Hikayemin şimdiki kısmı hayatımın, kesinlikle ama
kesinlikle, en güzel zamanlarıydı. Aşkın tadını aldım. Sevmenin güzelliği
içinde sarhoş oldum ve ben kendimi tanıdım. İçimden bambaşka biri çıktı. Dünyanın
farklı renkleri varmış derler ya! Öyle bir şeyler oldu, capcanlı bir dünya
gördüm ben. Çok kısa sürdü ama bağımlısı oldum duygularımın. İlacı sendin ama
bendeki bu kavga kıyametten senin haberin bile yoktu. İçimden çıkan deliyle
olur olmadık şeyler yaptım, beni görmeni istedim. Ama biliyor musun, ben hep
daha fazlasını istedim Allah’tan. Sonu ne olur diye düşünmedim. Ben hep seni
düşündüm, ama sen gözünden değil; ben gözümden. Hayaller kurdum, rüyalar
gördüm, dualar ettim ihtiyaçla. ‘Nimettensin!’ diyor ya şair; ben de sana öyle
dedim içimden, ‘nimettensin!’. Sen benim bir yerde amacım, bir yerde de sebebim
oldun.
Suçun yok biliyorum.
Buradan sonrası yokuşlu yollardan ibaret benim için. Ben aşkın
tadının bu kadar acılaşacağını tahmin etmezdim. Kaptırdım kendimi. Bir yerde
ayıldım, hüzünlüydü bu hikâye. Senden habersiz olan birinden bir şeyler
beklemek zordu. Yorucuydu. Dedim ki; ‘Bende bu kadar kıyametler kopuyor o hiç
mi hissetmiyor?’. Hissetmiyormuşsun, anladım. Eski ilişkini öğrendim, sonra
aynada şöyle bir döndüm kendime baktım, sonra kafamdaki sana baktım, karşımdaki
sana baktım… her şey ortadaydı aslında. Görmek isteyene her şey çok açık
ortadaydı. Olmayacaktı.
Senden vazgeçtim. O kadar kolay değil.
Bir şeye inanmak istiyorsan önce ona inanmış gibi yapman
gerekiyormuş. Ben de öyle yapmaya karar verdim. Çevremdeki herkes iyi
ilerlediğimi söylerken ben içimde kaç yangın atlattım. Çok ağladım. Bazı geceler
ağlayamadan öylece oturduğum yerde kaldım. Senden vazgeçtim dedim ama işte o
kadar kolay değil. Ben bunun tadını aldım, bağımlısı oldum. Sigara gibi bir şey
bu, aradım.
Bugünlerde biraz garip hissediyorum. Bu şehirden biraz
uzaklaşınca iyi olacağımı söyleyenler vardı. Uzaklaştım biraz buralardan. Nasılım
biliyor musun? Aciz.
Bir oda var, odaya bir kuş girmiş. Kuşu çıkarmaya çalışıyorum,
çıkaramıyorum. Debelenirken kuşu bir kutunun içine sıkıştırıyorum, üstünü
kapatıyorum. Üstüne de yükler koyuyorum. Yok gibi. Ama hayır; kuş hala orada,
çırpınıyor. Sanki her an kutudan kaçacak yine odada deli gibi turlar atacak. Kutunun
altındayken ulaşamaz sanki bana ama kutuyu kaldırmazsam odadan çıkamaz. Kutuyu kaldırırsam
da oda darmaduman olacak. Süratle odada uçuşacak. Söyle, kuş odadan nasıl
çıkacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder